Uzun sayılabilecek bir zamandan sonra bir şeylerin yazma vaktinin gelmesi çok güzel. An olur ki yazmak sizi zorlar, an olur ki siz yazmayı zorlarsınız. Heyecanımız ve sevincimiz o ki rabbim bizleri yeni bir ramazan ayına kavuşturdu. Hatta yarısına bile geldik. Bizi kelimelerle, okurla buluşursan, buluşturacak olan zamanın sahibine şükürler olsun.
Gelişiyle ailemizde, soframızda heyecan uyandıran Ramazan ayı bütün iklimiyle çevremizi sarmış durumda. Ramazan ayının gelişine sevinmek iman alâmeti olarak değerlendirilmiştir. Rabbim hepimizi bu iklimden faydalananlardan eylesin. Ramazan ve oruç dini bir ibadet olmasının yanında sosyoloji olarak bazı durumların bir arada yaşandığı zaman dilimidir. İnsanoğlu zamanla bedensel, zihinsel bir gelişim ve değişim içindedir. Bazı değerlerin zaman içinde öğrenileceği kaçınılmaz bir gerçektir. Oruçlu bir kişinin yanında yemenin içmenin olmayacağı zamanın bize öğrettiği bir düsturdur. Mesela bize deseler ki; “Yerde bir tane altın var, bir parça ekmek var. Bunun ikisinden birine basmak zorundasın” deseler biz inananlar ekmeğe basmayız üstelik onu alır, öper başımızın üzerine koyarız. İşte buna değerler eğitimi denmektedir.
Oruç bize saygıyı, anlayışı, zengin ve fakirin aynı anda yapması gereken bir ibadet olduğunu hatırlatır. Namaz, nasıl zengin ve fakir, dil, mezhep fark etmeksizin bizi aynı safta tutabiliyorsa, Oruç ibadeti de Müslümanlar arası birlikteliği sağlamaktadır. Mübarek Ramazanı Şerif ayı, insana normal zamanda yapmakta çok zorluk çekeceği ciddi değişimlerin aslında zor olmadığı, güçlü bir irade ve destek ile hayatta birçok değişimi çok kısa sürede yapabileceğini gösterir. Her insanın aylardır süren günlük yaşam şekli bir anda hatta bir gecede değişime uğrar; Akşam teravih namazı, gece sahur yemeği, gündüz oruç, mukabele, akşam iftar sofrası… Bu bir anlamda ibadetlerin toplu olması ibadetleri yapmanın da kolaylığını artırır. Burada ibadetlerinin sosyoloji yönüne vurgu yapmak istiyorum. Mesela; Normal zamanda sabretmekte zorluk çekeceği açlık, susuzluk gibi birçok şeye ramazan ayında kolaylıkla sabredebildiğini ve iradesini ortaya koyduğunda ne büyük şeyler başarabileceğini kişiye gösterir. Bu vesile ile orucun insana katkısını inanç duygusunun özümsenmesi ve yerleşmesi, kişilik ve karakterin güçlenmesi, toplu ibadetlerde sosyalleşme becerilerinin ön plana çıkması ve ruh temizliğinin yapılması gibi sıralayabiliriz.
Kıymetli Okurlar;
Ramazan ayının manevi hayatımıza katkılarını da düşünerek hayatımızda yeni bir kişi oluşturmanın yollarına bakmalıyız. Hayata yeniden başlamışçasına kulluk görevini en iyi şekilde yerine getirebilmenin yollarına bakmalıyız. İbadetlerin hayatımıza yansımalarını görmeliyiz. Ramazan ve Oruç üzerimizde üretim yapma imkânı vermeli artık. Ramazan ve oruç bizim hayatımızı daha anlamlı, daha yaşanabilir, daha fazla Müslümanlığın gerektirdiklerini içimizde barındırmalıyız. Daha iyi bir insan olmanın durumunu yükseltmeliyiz. Unutmayalım ki ramazanda bir misafirdir yaşayanlar için. Ona ulaşan ve onu yaşayan, onu yaşatan herkese selam olsun.
Bu vesile ile Ramazan ayının heyecanının tüm insanlar ve tüm insanlık üzerinde devam etmesini Ramazan ve Orucun sahibinden niyaz ediyorum. Sağlık ve esenlik içinde ümmetçe bayrama erişip arınanlardan olmak umuduyla…
Yüreğinizin sahibine emanet olun.