Sayın çok kıymetli okuyucularım. Çok sevdiğim Karapınar'ımızdan ameliyatım sebebiyle 4 ay ayrı kaldım. İnanın ilçemi ve insanlarımızı çok özlediğimi itiraf etmek istiyorum. İlçemiz her yönüyle övgüye layıktır. Allaha çok şükür ameliyatım başarılı geçti ve tekrar çok sevdiğim ilçeme kavuştum. Allah herkese sağlıklı, sıhhatli bir yaşam versin ve kimseyi yuvasından, yurdundan etmesin. Hastanede yatarken, hastaneden evime geldiğimde beni ziyaret eden, telefonla geçmiş olsun dileklerini ileten herkese şükranlarımı sunuyorum. Herkesten Allah razı olsun.
"Söz ola kese savaşı,
  Söz ola kestire başı,
  Söz ola ağulu aşı,
  Yağ ile bal ede bir söz" diyor Yunus Emre. Bu sebepten güzel, kibar ve nazik konuşan insanların çevrelerinde pek düşmanları olmaz. Bilmeden bir gönül kırarlarsa hemen tamir ediverirler birkaç güzel ve anlamlı kelimelerle. Mayalarında yalan olmadığı için çevreleri inandırıcı bulurlar böyle insanları. Zaten yalan ihtiyaçları da yoktur böyle söz ve gönül sultanlarının.
Bazen bilmeden açtıkları yaralar olur elbet gönüllerde, ama bu bilmeden olur, çok kez o yarayı dudaklarından akan bal gibi kelimelerle, sihirli cümlelerle bir anda iyileştirirler. Asla başka bir zamana bırakmazlar. Açtıkları yaraları, oluşturdukları çizikleri hemen tamir ediverirler. 
Acı konuşan insan böyle mi ya? Dil yayından karşıdakine fırlatılan kırıcı söz oku paramparça eder muhatabın yüreğini. Onlar dönüp bakmazlar bile. Hani yolda arabayla bir hayvanı ya da bir insanı ezen acımasız vicdansız ve merhametsizler vardır ya arkalarına bile bakmadan kaçıp giden. Aynen öyledir bu zalimlerde kırdıkları kalbin çırpınışları ve yanaklarından sızan gözyaşlarını görmemezlikten gelip sırtını dönüp giderler.
Arkadaş!
İnancın yumuşak ikliminde bir meltem yumuşaklığına çevir sözlerini! Yüreği kırgın olanların doktoru ol, masum gönüllerin cellâdı değil, yaralı gönüllere Hızır gibi yetiş; onların kırgınlıklarını gider, yaralarına söz merheminden sür, gönlünden akıp gelen ve kelimelerle harmanlanıp şekillenen manevi iksirinle onları iyileştir. Fitneciliği, fesatlığı, münafıklığı, bozgunculuğu ortadan kaldırmak için çalış ve çabala bak o zaman ortam nasıl güzelleşir. 
Sayın çok kıymetli okuyucularım, Biz doğduğumuzda herkes seviniyor ve gülüyordu, Allah herkese hayırlı ve uzun ömürler versin. Biz öldüğümüzde de arkamızdan herkes iyi bir kişiydi ekmeği yenen suyu içilen biriydi diyerek üzülse, yaptığımız iyiliklerimizle ansalar daha iyi olmaz mı?
Bizler paylaşan, yardımlaşan, acılara merhem olan, havasını, suyunu, Toprağını, çevresini kirletmeyen, insanlara karşı daima samimi, saygılı, güzel davranan, vatanını, milletini, devletini, bayrağını, tüm milli ve manevi değerlerini seven, önem veren, koruyan, geliştiren, ahlaklı, ilkeli, tutarlı, samimi, güzel düşünen, güzel bakıp güzel gören, çevresine, büyüğüne küçüğüne sevgili saygılı, diline, dinine, tarihine, kültürüne, doğal varlıklara önem veren koruyan, geliştiren, Devletin koymuş olduğu kurallara, kanun ve yönetmeliklere uyan, vatanına, milletine yararlı bireyler yetiştirmek için var gücümüzle çalışalım, ülkemizin her yönüyle gelişmesi için özverili bir şekilde gayret gösterelim inşallah. 
Sevginin gittiği yere zenginlik ve başarı da gider. Biz insanların birçoğu sevgiden yoksun yaşamlarını devam ettirmektedir. Bu dünya'da her şey para pul değildir. Biz insanlar kendi önyargılarından, kendi kısır çekişmelerinden, kendi bencilliğinden, kendi egosunu tatmin etmek ve ön plana çıkabilme ve haklılık ısrarlarından kurtulamayarak gurur, kibir içerisinde bambaşka dünya oluşturmuş vaziyette ömrünü tüketmektedir. Bence bütün güzellikler sevgi'nin, saygının, samimiyetin, vefalılığın, adilliğin, kibarlığın yani sayamayacağımız kadar iyiliklerin, yardımlaşma ve dayanışmanın yani sözün kısası aklımıza gelen bütün güzelliklerin içerisinde olduğuna inanıyorum. SEVGİ; Yaşamın ve hatta ons ekiz bin âlemin sihirli anahtarıdır. Sevgi ortamı olan bir mekânda asla kötülük barınamaz. Sevgi insanların enerji ve başarı kaynağı olduğuna inanıyorum. Bir de insanları devamlı kötüleyenlerin, iftira atanların, her şeye ön yargılı yaklaşıp, yargısız infaz yapıp körü körüne muhalif olanların, hiçbir şeyden mutlu olamayanların, yapılan iyiliği takdir edemeyenlerin, gurur ve kibir'in esiri olmuşların herkesten fazla SEVGİYE muhtaç ve SEVGİ açlığı çeken kişiler olduğuna inanıyorum. Saygılarımla